Sendikaların varoluş nedeni çalışanların iktisadi, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerini daha ileri seviyelere taşımak ve geliştirmektir.
Keza çalışanlar ferdi olarak işveren karşısında zayıf konumda bulunduğundan ancak sendikalar vasıtasıyla bir araya gelerek kolektif bir güç teşkil ederek anılan haklara daha çabuk bir şekilde ulaşabilmektedir. Aynı zamanda bir çalışma ekonomisti olarak her daim sendikaların toplum için, gelir dağılımındaki eşitsizliklerin azaltılması için çalışanların hayat standartlarının yükseltilmesi ve demokrasi için hayati öneme sahip olduklarını her daim destekledim. Hâlen de desteklemekteyim. Ancak son birkaç yıldır memurların özellikle de memur emeklilerinin serzenişlerine muttali olmaktayız.
Gazetemize ve sosyal medya hesaplarımıza memurlar ile memur emeklilerinden yoğun bir şekilde gelen iletiler muvacehesinde memur sendikalarından beklentiler ve hayal kırıklıkları bu yazımızda değerlendirilmiştir…
Geçen sene temmuz ayında oluşan enflasyon farkı kümülatif %24,73 oranında gerçekleşmesine rağmen memur ve memur emeklilerine %19,31 oranında güncelleme yapılmıştır. Aynı aydan geçerli olmak üzere SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşları ise 6 aylık enflasyon farkı dikkate alınarak %24,73 oranında güncellenmiştir. Hâl böyle iken geçtiğimiz temmuz ayında memur ve memur emeklileri sırf toplu sözleşmeye tabi olmaları nedeniyle enflasyonun 5,42 altında maaş güncellemesiyle karşı karşıya kalarak mağdur olmuşlardır. Aynı mağduriyet 2025/Ocak maaş güncellemelerinde de söz konusu olmuştur. Zira en son yapılan güncellemede memur ve memur emeklilerinin maaşları %11,54 oranında artırılmıştır. Oysaki 6 aylık enflasyon farkı TÜİK enflasyonuna göre %15,75 olarak ilan edilmiştir. Bu durumda memur ve emeklileri %4,21 oranında enflasyonun altında güncellemeyle karşı karşıya kalmış olmaktadır.
Ocak+Şubat ayları itibarıyla 2 aylık enflasyon farkı %7,42 olarak gerçekleşmiştir. Mart ayı enflasyonunu da ilave ettiğimiz zaman 3 aylık kümülatif enflasyon farkı %10,07 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre mart ayı ile birlikte 3,83 oranında oluşan farkla birlikte yürürlükte bulunan toplu sözleşmede öngörülen %5’in ilave edilmesi ile birlikte mart ayı ile birlikte memur ve emeklisinin maaşlarına %9,02 oranında kümülatif güncelleme kesinleşmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla daha şimdiden %1,5 oranında enflasyonun altında bir güncelleme söz konusu. Hâl böyle iken memurlar ve memur emeklileri haklı olarak mevcut toplu sözleşmeye ve sendikalara büyük tepki göstermektedir. Keza eldeki maaşlar bile muhafaza edilmemekte enflasyon karşısında buharlaşmaktadır.
“Emekliler Yılı”na özel internette “emekliler.gov.tr” özel sayfa açılmıştı. Sadece bu sayfayı ziyaret ettiğinizde 2002-2024 yılları arasında aleni bir şekilde açık ara en az güncelleme yapılanların memur emeklileri olduğu görülmektedir. Üstelik memur emeklileri, Emekli Sandığına tabi olduğundan SSK’lılara göre her ay %2 oranında daha çok ceplerinden kesenek ödemelerine ve çok daha uzun süre çalışmalarına rağmen…
75 yılı aşan uygulama gereği 8.077 TL’lik seyyanen zammın verilmesi gerektiği hâlde bu yönde de defalarca vaat ve sözler verildiği hâlde bu vaadin ifa edilmemesi nedeniyle verilmemiştir. Yine çalışırken alınan birçok ödemeden kesenek alınmaması da buna ilave edildiğinde çalışırken alınan maaş emeklilikte %40’lara kadar gerilemiştir. Üstelik 1. dereceye gelen memurlara 3600 Ek Gösterge vaadi de yerine getirilmediğinden ikramiyede yaşanacak büyük kayıplar söz konusudur. Hâl böyle iken memurlar EYT düzenlemesine sevinemedikleri gibi EYT ile emekli olanlar da maaşlardaki kayıplar nedeniyle serzenişte bulunmaktadır.
Memurun sicil affı, 3600 Ek Gösterge vaadinin ifası, YHS ve kamu mühendislerinin talepleri, Memurların hizmet borçlanmasıyla EYT’li olmada yaşadıkları eşitsizlik, işçi annelerin 8 yıldan faydalanmasına karşın 8 yıldan beri çıkarılamayan yönetmelik nedeniyle yarı zamanlı hakkından istifade edemeyen memur anneler… saymakla bitmeyen bu vaat ve beklentiler de göz önünde bulundurulduğunda memurların özellikle de memur emeklilerinin sendikalara olan güvenini tamamen sarsmıştır. Memur emeklileri kayıplarından dolayı toplu sözleşmeye tabi olmaktan kurtulmak için çareler aramaktadır. Diğer yandan sadece sosyal medya platformlarına bakıldığında bile memur sendikalarına karşı tepkilerin dozunun gün geçtikçe alenen görünmektedir.
Görüldüğü üzere memur sendikalarının etkisizliği, memur ve memur emeklilerinin ekonomik ve sosyal kayıplarını artırmaktadır. Dolayısıyla sendikalar artık üyelerinin sadece iktisadi, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerin iyileştirilmesi için odaklanmalı. Aralarındaki her türlü farklıları bir yana bırakarak işçi sendikaları gibi ortak hareket ve dayanışma içerisinde olmalı. Ayrıca yeni dönem toplu pazarlık sürecini beklemeden şimdiden dayanışma hâlinde memur ve emeklilerin beklenti ve talepleri için hareket etmeli…
İsa Karakaş'ın önceki yazıları...
Bu güne kadar okuduğum en güzel ve gerçek haber helal olsun sana kardeşim